Dünyanın en büyük petrol ihracatçısı olmasına rağmen Suudi Arabistan, arabalardan ve yollardan arınmış ve yüzde yüz yenilenebilir enerji ile güçlendirilecek fütüristik bir çöl şehri üzerinde çalışmalarına başladığını açıkladı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, merkezi bir “omurga” gibi olan ve 168 kilometre uzunluğunda bir bölgeye yayılacak olan ‘The Line’ isimli şehirle ilgili ilk açıklamayı Ocak ayında televizyon karşısında yapmıştı.
Kasım ayı itibariyle ise şehrin hayata geçmesi için altyapı çalışmalarına başlandı. Ulaşım için şehre iki tane farklı yeraltı katmanının açılması planlanıyor.
Ekolojik olarak dizayn edilen şehrin 2024 yılında ilk sakinlerini ağırlaması bekleniyor.
Projenin CEO’su Nadhmi Al-Nasr, Bloomberg’e yaptığı açıklamada “Bu büyük bir girişim” dedi. Al-Nasr, şehri bir başlangıç noktasından inşa etmek yerine, geliştiricilerin ‘iki noktadan başlamayı’ ve merkeze doğru inşa etmeyi düşündüklerini belirtti. Suudi Arabistan’ın kuzeybatısındaki dağlardan Kızıldeniz’e kadar uzanan The Line, ultra yüksek hızlı transit ve ‘otonom mobilite çözümleri’ ile donatılacak.
Şehir birçok açıdan da ilki barındırıyor. 100 milyar dolarlık yatırımla hayata geçirilecek olan The Line’da okullar, restoranlar, mağazalar ve diğer yerler beş dakikalık yürüme mesafesinde olacak ve ‘hiçbir yolculuk 20 dakikadan uzun olmayacak’.
Geliştiriciler, doğrusal şekli ve yeraltı altyapısı ile The Line şehrinin yüzde 95 ekolojik olarak geliştirildiği ve doğaya zarar vermediği belirtildi.
Yeni projenin Suudi Arabistan’da yaklaşık 380 bin yeni iş olanağı yaratması beklenirken, şehrin 100 ila 200 milyar dolar arasında yatırım alması bekleniyor.
Bin Salman ocak ayında yaptığı açıklamada ‘Kalkınma uğruna neden doğayı feda edelim?’ demişti. Bin Salman, ‘Neden her yıl 7 milyon insan kirlilik yüzünden ölüyor? Neden her yıl 1 milyon insanı trafik kazalarından kaybedelim?’ ifadelerinde bulunarak futuristik şehrin bu durumların önüne geçmesini hedefliyor.
Suudi Arabistan’ı petrol bağımlılığından kurtarmak ve ülkeyi Silikon Vadisi gibi bir teknoloji merkezine dönüştürürken aynı zamanda kasabaları, araştırma merkezlerini, eğitim bölgelerini ve turistik yerleri de içine alan iddialı bir planın parçası olan şehirde karbon emisyonunun da sıfır olması hedefleniyor.