2016 yılında kaçırılan ve geçtiğimiz yıl Şubat ayında Irak’ın kuzeyi Gara bölgesinde terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin isimli emanette olan tespihi, annesi Ayşe Güler’e teslim edildi.
13 Şubat 2021 tarihinde Pençe Kartal-2 Harekat bölgesinde yer alan Gara’da terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Jandarma Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin zeytin çekirdeğinden yapılmış olan tespihi Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu’nun teşebbüsleriyle Şırnak Adliyesinden getirilerek şehit annesi Ayşe Güler’e verildi.
5 YIL TERÖRİSTLERİN ELİNDE TUTSAK KALMIŞTI
21 Eylül 2016 tarihinde Hakkari-Çukurca karayolu Doğanlı Köyü yakınlarında yol kesen teröristler tarafından kaçırılan 31 yaşındaki Mevlüt Demirci, Irak’ın kuzeyi Gara bölgesinde PKK’lı teröristler tarafından şehit edilmişti. Demirci, memleketi Eskişehir’de toprağa verilmişti.
KAÇIRILMASININ YILDÖNÜMÜNDE TESPİHİ ANNESİNE TESLİM EDİLDİ
Gara’da terör örgütü PKK tarafından şehit edilen Jandarma Uzman Çavuş Mevlüt Kahveci’nin zeytin çekirdeğinden yapılmış olan tespihi Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Emanet Bürosu’nun teşebbüsleriyle Şırnak Adliyesinden getirilerek şehit annesi Ayşe Güler’e teslim edildi.
Tespihin teslimi için Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, AKP Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, Eskişehir İsimli Yargı Adalet Komitesi Lideri Arif Hamdi Sazak ve Eskişehir Vilayet Emniyet Müdürü Yaman Ağırlar şehidin konutunda hazır bulundular.
Şehit Mevlüt Kahveci için dualar edildikten sonra şehidin tespihi annesine teslim edildi.
Oğlunun 21 Eylül 2016’da Hakkari’nin Çukurca ilçesinde PKK’lı teröristlerce kaçırıldığını söz eden şehit annesi Ayşe Güler, “Oğlumun emaneti kaçırılmasının 6.yıl dönümünde bana teslim edildiği için çok mutluyum” diyerek tespihin tesliminde emeği geçen herkese teşekkür etti.
NEDEN KURTARILMADIĞINI KALEME ALMIŞTI
Şehit Kahveci’nin teröristler tarafından tutsakken 15 Nisan 2019 tarihinde ailesine yazmış olduğu mektup ortaya çıkmış, kendisinin şu anlık güzel olduğunu yazdığı mektupta, 3 yıldır teröristlerin elinde olduğunu ve ne vakit hür bırakılacaklarının belgisiz olduğunu kaleme almıştı. İki kere kameraya çıktığını mektubunda tabir eden şehit Kahveci, şunları yazmıştı:
“Anne, örgütün söylediği daima bizi AKP hükümetinden bugüne kadar kimsenin istemediği, lakin AKP ve Cumhurbaşkanı bizleri talep eder ve örgütün bu isteğe kayıtsız kalmayacağı ve bizi bırakacağını söylemektedir.
Ancak bugüne kadar neden kurtarılmadık? Neden bizim için bir teşebbüste bulunulmadı? Ben hangi ülkenin askeriyim, kime hizmet ediyordum? Öbür ülke vatandaşları için ortaya girip öbür örgütlerle görüşen devletler, neden kendi asker ve polisi için bunu yapmıyor.
Buradakilerin cürmü ne? Bizim kabahatimiz ne? Cürmümüz Türkiye Cumhuriyeti karayollarını kullanmak mı? Ya da Hakkari’de yolda halktan rastgele bir bireye ziyan gelmesin diye kendimizi feda etmemiz mi? Bu mu karşılığı? Bu mu ödülümüz.
Biz nasıl kimseye bir şey olmasın diye askerin asli vazifelerinden biri olanı yaptıysak, devletimiz neden asli misyonlarından biri olan asker, polis yahut vatandaşına sahip çıkmak misyonunu yapmıyor.
Ben inanıyorum ki şayet istenseydi biz buradan bir formül, bir usul bulunarak alınırdık. Lakin istenilmedi. Ölmedik, şehit olmadık diye mi hatalıyız? Burada bizimle bir arada 13 kişi de vazife yaparken değil de, herkes bir yerden bir yere giderken sivil olarak alıkonulduk.
Örgütün para ile işi yok. Bize dediği, bunu kullanarak sizden para talep edenlere sakın prestij etmeyin. Hiçbir formda fiyat ödemeyin. Öbür 13 aile ile birleşip o denli hareket edin.
Gerek İnsan Hakları Derneği gerek Ankara’ya Cumhurbaşkanlığı’na, Meclis’e ve öteki partilere gidilip bizim aile sizlerin de evlat hasretlerine son verilmesi istenirse bunun kolay bir biçimde olacağına inanıyorum. İnşallah bu Ramazan Bayramı’nda birlikte oluruz.”