Milli Yol Partisi’nden İmamoğlu’na destek: Savaşa gitmiyoruz

Milli Yol Partisi Genel Lideri Remzi Çayır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum ziyareti sırasında dün yaşanan olaylara ait, “Biz bir savaşa gitmiyoruz. Biz bir istiklal harbine de gitmiyoruz. 14 Mayıs’ta halk bir irade ortaya koyacak. Halkın koyacağı bu iradeye işimize gelmezse ‘darbe’ işimize gelirse ‘demokrasi’ diyemeyiz. Taşı eline alan genç kardeşlerim, lütfen siyasetin aleti olmayın. Siyasalların ortaya koyduğu gereksiz, gerçeklerden mahrum, bu millete ziyan verecek hiçbir hareketin içinde olmayın. Bilin ki attığınız taş sizin kendi geleceğinize attığınız taştır” dedi.

‘KİMSENİN OYUNUNA GELMEYİN’

Milli Yol Partisi Genel Lideri Remzi Çayır, dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum ziyareti sırasında yaşanan olaylara ait Kızılay Meydanı’ndaki Ulusal Yol Partisi’nin seçim standı önünde açıklamalarda bulundu. Çayır’ın açıklamaları şöyle:

“14 Mayıs aslında 73 yıl evvel bugün çok partili hayata geçişimizin yıldönümü. Hasebiyle ‘çok partili hayat’ demek varlıklı niyet, varlıklı bakış açısı demektir. Farklı bakış açılarının Türkiye’nin ve Türk milletinin önüne kendi projelerini, kendi anlayışlarını koyması ve millet iradesinin hür ve özgür bir biçimde tecelli etmesidir. Dün Erzurum’da olup bitene baktığımızda sahiden hepimizi üzen, hepimizi telaşa sevk eden görüntüler meydana geldi. 12 Eylül’ün, 12 Eylül öncesinin her türlü hengamesini yaşamış biri olarak buradan taş atan, parti bayrağı yakan kardeşlerime seslenmek isterim. Kimsenin oyununa gelmeyin. Yaktığınız parti bayrakları, farkında olmadan bir oburunun, kaos isteyenlerin, belirsizlik isteyenlerin ekmeğine yağ çalmaktadır. Aslında hepimiz bilmeliyiz ki asayişi, huzuru ve millet iradesinin tecellisini engelleyen her taş, demokrasiyi engelleyen taştır. Farklılığı zenginlik sayan, farklılığı hoşluk sayan, çok partili hayatı gerekli sayan anlayış demokrasinin kendisidir.

‘HİÇ KİMSE GENÇLERİ KULLANARAK KENDİ EMELLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEYE ÇALIŞMASIN’

İçişleri Bakanı’nın vazifesi huzuru sağlamaktır, asayişi sağlamaktır, hepimizin inancını sağlamaktır. İçişleri Bakanı’nın, ’14 Mayıs’ta biz gelmezsek demokrasi olmaz, darbe olur’ demesini talihsizlik olarak görüyorum. Bildiğin bir şey mi var? Bir şeyleri mi imaya çalışıyorsun? Erzurum bunun bir provası mı? Aklını başına al. Meskeni ateş sardığında hangimizin yanacağını, hangimizin kurtulacağını kimse bilemez. Biz bir savaşa gitmiyoruz. Biz bir istiklal harbine de gitmiyoruz. 14 Mayıs’ta halk bir irade ortaya koyacak. Halkın koyacağı bu iradeye işimize gelmezse ‘darbe’ işimize gelirse ‘demokrasi’ diyemeyiz. Taşı eline alan genç kardeşlerim lütfen siyasetin aleti olmayın. Siyasalların ortaya koyduğu gereksiz, gerçeklerden mahrum, bu millete ziyan verecek hiçbir hareketin içinde olmayın. Bilin ki attığınız taş sizin kendi geleceğinize attığınız taştır. Erzurumlu konuğuna saygısızlık etmez. Hiç kimse gençleri kullanarak kendi emellerini gerçekleştirmeye çalışmasın. Türk milleti bu oyunları bozar.

‘İKTİDARIN MİSYONU MİLLETİN ELİNE TAŞ VERMEK DEĞİL’

Buradan İçişleri Bakanlığı’na sesleniyorum; sen bostan korkuluğu musun? Sen birilerini teşvik edip birilerini sokağa dökme makamı mısın, yoksa hepimizin huzurunu, itimadını sağlamakla mı yükümlüsün? Sadece 5-10 oy daha fazla almak için, 5 yıl daha bu ülkede iktidarda olmak için kimsenin bu yollara tevessül etmesine gerek yok. Bu yol tehlikeli bir yoldur. Erzurumlu bu ülkenin sigortasıdır, çok farklı görüşlere hürmet duyar, konuğu taşlamaz. 14 Mayıs’a giderken savaş falan yok. Bir tarafta işgalciler, bir tarafta istiklalciler yok. Türk milleti 14 Mayıs’ta bir tercih ortaya koyacaktır, bu tercihe herkesin saygılı olması beklenir. İktidarın, İçişleri Bakanı’nın, Adalet Bakanı’nın vazifesi milleti yanlış yönlendirmek değil, milletin eline taş vermek hiç değil. Milleti korkutmaya kimsenin gücü yetmez. Korkutarak oy toplamaya çalışanlar dün nasıl yanılgı içinde oldularsa yarın da yanılgı içerisinde olacaktır.” (HABER MERKEZİ)